Menü

Anasayfa / Blog

Yok Olmadan Yeniden Doğuşun Hikayesi: Palimpsest Mekanlar
İskele Blog 21 Mayıs 2022
Feray Aluçlu

Yok Olmadan Yeniden Doğuşun Hikayesi: Palimpsest Mekanlar

Vidler mimarlık bağlamında "uncanny-unheimlich" kavramını modernitenin sonucu olarak, yaşadığı çevreyi değerlendirme bağlamında bir sarhoşluk hali yaşayan özneyi ve bu sarhoşluk haliyle terk ettiği kentsel mekânları deşifre etmek için etkili bir araç olarak görür. Freud ise bu kavramı, öznenin tanıdıklık hissini kaybetme ve korku duyma halini anlatmak için psikanalizde kullanmaya başlamıştır. Kelime kelime çevrildiğinde "unhomeliness" anlamına gelen bu kavram, Freud’un kullanımıyla; "Bir zamanlar bastırılmış tanıdık nesnelerin, tıpkı bir rüya halindeki gibi ansızın beklenmedik formlarda, yabancı bir şekle bürünüp geri gelmesidir." (ÖZKAN & ÖZDEMİR, 2017). Bu bağlamda palimpsest insanın içindedir ve hatta insanla beraber her yerde. Kentte, mimaride, hafızada, şiirde, müzikte…

 

Palimpsest nedir?

Palimpsest; insanların henüz kağıt üretimi yokken bir şeyler yazmak için ürettikleri parşömenin üzerine kazıdıkları yazıların, henüz izleri silinmeden bir başka yazının eklenmesi halinde, izlerin iç içe geçmesi, yok olmadan bir yenisinin eklenmesi durumunda kullanılan bir terimdir. Parşömen; eskiden kuzu, dana veya keçi yavrusunun derisinden yapılarak elde edilen, pahalı olduğu için sürekli bulunmayan bir yazım aracıdır. Bir kez kullanıldıktan sonra atılmayan parşömenler, her defasında yeni bir yazı için tekrar kullanılır. Bu durum konuşma dilinde palimpsest olarak karşılık bulur.

 

Palimpsest kelimesinin etimolojik kökeni ise, Latincede "palimpsestus" kelimesinden ve Yunancada tekrar etmek anlamındaki "palin" ve düzgün kazınmış demek olan "psestos" kelimelerinin birleşiminden türeyen "palimpsestos" kelimesine dayanır (CORDAN,Ö). Günümüzde mimarlık, kentsel tasarım, arkeoloji, jeomorfoloji, resim, edebiyat, sinema gibi birçok farklı disiplinde karşılaştığımız anlatı aracıdır. Palimsest aynı zamanda yeniden kullanımın temsilcisi, bir varlığın başka bir varlıkla birlikteliğinin göstergesi, iki ruhun tek bedende buluşmasının anlatıcısıdır (YAVUZ & AKSU, 2019).


Mimarlık pratiğinde bu kavramın en büyük temsilcisi yapılardır. Çünkü yapılar yapıldığı andan yok olana kadar bulunduğu dönemin, kentin, coğrafyanın ve tarihin tüm değerlerini bünyesinde barındırır ve gelecek nesillere aktarır. Bazı yapılar ise, sadece geçmişi günümüze taşımakla yükümlü değildirler, aynı zamanda geçmiş ve günümüzü tek bedende taşırlar. Bu durum daha çok yapıların yeniden işlevlendirilmesi ile mümkün olur. Yeniden işlevlendirilirken yok edilmeden, dönüşüm sürecine giren yapılar, hem çağdaş dönemin hem de geçmiş dönemin izlerini harmanlayarak kullanıcıya sunarlar.

 

Yapılar bunu nasıl gerçekleştirir?

Sürekli olarak değişim ve gelişim halinde olan toplum yapısı yeni bir biçimlenişin, farklı anlayışların, koşulların ve gereksinimlerin içine girer. Bu durumda çevre standartlarıyla beraber yapı standartları ve mekan düzenlemeleri de değişim içine girer. Yapı zaman içinde hem fiziksel hem de işlevsel olarak yıpranma halindedir. Geçmişin izlerini silmeden yapıyı; zaman, mekan ve yaşam izlerine sadık kalarak işlevsel ve fiziksel eskimeden arındırmak gerekir. Bunun için çağdaş yapı malzemeleri ve teknolojileri kullanılarak, kullanışsız elemanların yapıdan eksiltilirken, yapıyı gelecek nesillere aktaracak güçlü strüktür elemanları çoğaltılır. Aynı zamanda yapının eski kimliğini gölgelemeyecek yeni bir kimlik kazanması sağlanır. Bu durumda yapı hem çağdaş malzemelerle hem de geliştirilen yeni yapım teknikleriyle dönemin gereksinimlerini karşılamış olur. Yapı bünyesinde barındırdığı eski-yeni kontrastlığı ile günümüzde dönüştürülmüş bir yapı olarak, palimpsest kavramına karşılık bulacaktır (APAYDIN, 2019). Yapının bu bağlamda karşılık bulabilmesi için bir takım gereklilikler göz ardı edilmeden, koruma kuramına sağdık kalarak yapılmalıdır.

 

Nasıl yapılmalıdır?

Uygun işlev ve malzeme seçimi, geri dönüşümü kolay müdahale yöntemleri, teknik donatıların tespiti ve doğru kullanımı, mevcut yapıya ve yeni yapıya dair hem mekânsal hem de strüktürel niteliklerin belirlenmesi, eskinin onarımı veya değişimi gibi durumların doğru kararlar doğrultusunda gerçekleştirilmesi başarılı sonuçlara imkan tanıyacaktır. Konuya hakim, yetkili kişiler tarafından araştırmaya ve uygulamaya yönelik aşamaların düzenli olarak denetlenmesi ve zamanında müdahalelerle sorunların giderilmesi gerekir. Özellikle dönüşümü gerçekleştirilen yapıların uzun vadede kamuyu da bilgilendirecek şekilde yapılması önemlidir (KÖKSAL & AHUNBAY, 2006).

Palimpsest kavramının, mimarideki yansımasını en iyi gösteren mimarlardan biri, İngiliz Mimar David Chipperfield’dır. Chipperfield yapılarında, eski-yeni kontrastlığını mimari bir üslupla dile getirir. Bunu kullanmış olduğu malzeme seçimi, iki yapı arasındaki ölçek dengesi ve plan çözümleri ile gerçekleştirir. Mevcut yapı ve çağdaş ek arasında farklılık hissettirmek ve tarihi yapıyı ön plana çıkarmak için, modern ek yapısında daha çok açık renk tercih eder. Ve bu tutumu ile Chipperfield zıt iki nesneyi bir araya getirerek hem cephede hem de plan düzleminde bir kompozisyon oluşturur.


Chipperfiled’ın yapılarını iki örnek üzerinden inceleyelim:


James Simon Gallery (James Simon Gallerisi)


Tasarım: David Chipperfield Mimarlık 

Yer: Berlin / Almanya
Tarih: 2018

Görsel 1 James Simon Galerisi, tarihi yapı ve modern ek, Guiding Architects.


James Simon Galerisi, Karl Friedrich Schinkel’in 1938 yılında tasarladığı "Neuer Packhof" olarak bilinen yönetim binasının devamı olarak David Chipperfield tarafından tasarlanmıştır. Yapı Kupfergraben Kanalı üzerinde yer almaktadır. Yapı şu anda bir müze olarak kullanılıyor.

Görsel 2-3 James Simon Galerisi dış görünümü, Archdaily.

Uzatılmış kaide ile alt revak arasında kot farkını dengeleyen üç basamak ile kullanıcıları müzeye davet etmektedir. Bir diğer girişi ise Bergama Müzesi’nin ana sergi katına bağlanan geniş fuaye alanı ile sağlanmaktadır. Bu fuaye alanı gerekli durumlarda kafeterya işlevi de görmektedir. Ana giriş katının altındaki asma kat, müze dükkanı, vestiyer, tuvalet ve kilitli dolapların bulunduğu bir alanı oluşturmaktadır. Modern ek yapının mevcut yapıdan daha açık bir renk tonu yakalamasını sağlayan yapı malzemesi ise kalker ve kum taşı olarak belirlenmiştir. (Archdaily)

Görsel 4 James Simon Galerisi, modern ek arkadlı geçiş bağlantısı,, Archdaily.

Neues Museum

Tasarım: David Chipperfield Mimarlık
Yer: Berlin / Almanya
Tarih: 2018

Görsel 5 Neues Müzesi ana merdiven görseli, Arquitectura Viva.

Neues Müzesi ilk olarak Friedrich August Stüler tarafından 1841-1859 yılları arasında tasarlanmıştır. İkinci Dünya Savaşı sırasında büyük bir bölümü yıkılmıştır. Daha sonra Chipperfield tarafından, yıkılan yapının izlerini aradan kaldırmadan yeni bir ek ile yıkılan müze yapısının kalan parçalarının tamamlanması hedeflenmiştir. Amaç eski yapı ile rekabet etmeden, restorasyon kurallarına dahilinde eski yapı ile bir bütünlük yakalamak ve onun sürekliliğini sağlamaktır.

Görsel 6-7 Neues Müzesi giriş holü görseli ve gravür çalışmaları, Arquitectura Viva.

Chipperfield yeni sergi salonunda, saksonya mermer yongaları ile karıştırılmış beyaz çimentodan oluşan geniş formatlı prefabrike beton elemanları kullanmıştır. Aynı beton elemanlardan oluşturulan yeni ana merdiven, orijinaline çok yakın bir çizgide aynı sayıda üretilmiştir. Ayrıca süslemeden uzak tarihi dokuyu öne çıkaran bir doku hedeflenmiştir. Mısır avlusu ve Apollo risaliti ile Kuzeybatı kanadı, Yunan avlusundaki apsis ve Güney Kubbe gibi korunmuş alanlar, geri dönüştürülmüş el yapımı tuğlalardan inşa edilmiştir. Neues Museum'un Doğu ve Güney tarafındaki büyük ölçüde korunmuş sütunların eski haline getirilmesi ve tamamlanmasıyla, savaş öncesi kentsel durum Doğu'da yeniden kurulmaya çalışılmıştır. (Archdaily)


Özkan, Tuba & Özdemir, Emre ‘‘Bir Palimpsest Kent Olarak İstanbul’da Gelecek Artık Eskisi Gibi Değil - Tekinsiz Bir Müphem Alan: Yedikule Gazhane Kompleksi’’ ,Mimarlık Dergisi, 393 Ocak- Şubat, 2017.
https://En.Wikipedia.Org/Wiki/Palimpsest, Vikipedia, (Alıntı Tarihi: 20.04.2022).
https://Yapidergisi.Com/Bir-Palimpsest-Olarak-İc-Mekan, ‘‘Bir Palimpsest Olarak İç Mekân’’, Doç. Dr. Özge Cordan
Yavuz, Z., & Aksu, A. (2019). Tarihi Yapılara Yapılan Çağdaş Ek/Yapının Palimpsest Kavramı Özelinde Değerlendirilmesi: Daniel Libeskind Berlin Yahudi Müzesi. Ata Planlama ve Tasarım Dergisi, 3(1), 31-37.
Apaydın, B. Palimpsest Kavramı ve Mekansal Dönüşüm. The Turkish Online Journal Of Design Art And Communication, 9(2), 90-103.


Feray Aluçlu. 2017 Erciyes Üniversitesi Mimarlık Fakültesi’nden mezun olduktan sonra birçok farklı ölçekteki projeleri gerçekleştiren bir ofiste stadyum, spor kompleksi, eğitim, kültürel yapılar üzerine deneyim kazandı. O esnada hem bireysel hem de beraber çalıştığı ofis ile birlikte pek çok yarışmaya katıldı, ödül aldı. Kısa süreliğine İTÜ’de düzenlenen bir derginin gönüllü tasarımcısı olarak görev aldı. Şu anda Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversite’sinde yüksek lisans yapıyor. Eş zamanlı olarak Hindistan tabanlı bir ofiste profesyonel meslek hayatına ve bireysel çalışmalarına devam ediyor. Bu süreçte palimpsest mekanlar ve dönüştürülen yapılar üzerine araştırmalar yapıyor.





Benzer İçerikler

Tarihi Metnin Mekânsal Okuması: Machiavelli vs. Nizamü’l-Mülk
Eren Can Altay İskele Blog
Tarihi Metnin Mekânsal Okuması: Machiavelli vs. Nizamü’l-Mülk

Siyaset felsefesi ve tarihi açısından Nizamü'l-Mülk'ün "Siyasetnamesi" ile Machiavelli'nin "Prens"i birçok defa karşılaştırılmıştır. Ancak bu defa, zaman üzerinden yola çıkarak tarihsel bir okuma yapılmamıştır. Tarihsel metinler, günümüzdeki bir mimarın gözünden mekânsal olarak ele alınmıştır.

Devamını oku
Ahmet Doğu İpek’in Başımızda Siyahtan Bir Hale Sergisi Üzerine İzlenimler
Heval Zeliha Yüksel İskele Blog
Ahmet Doğu İpek’in Başımızda Siyahtan Bir Hale Sergisi Üzerine İzlenimler

Ahmet Doğu İpek’in Arter’de yer alan “Başımızda Siyahtan Bir Hâle” isimli sergisi sanatçının 2020–2022 yılları arasında farklı mecraları kullanarak ürettiği eserleri bir araya getiriyor. Heval Zeliha Yüksel, farklı duyulara ve sayısız deneyime açık olan sergiyi Ahmet Doğu İpek ile gezerek sergiye dair izlenimlerini yazdı.

Devamını oku
Paylaş
EN